Başlıklar
Kafkas ekotipi ana arı, vatanı Kafkasya’nın dağlık bölgeleri olan arı türüdür. Dağlık bölgelerin coğrafi özellikleri gereği yüksek rakımlı, soğuğa karşı adaptasyon sağlamış, karlı iklimlerde yaşayabilen siyah renkli bir arıdır. Arı türleri içinde en uzun dile sahip olan arıdır. Türkiye’de üretimi yapılan sayılı arı türlerinden biridir. Ülkemizde rakım benzerliklerinden dolayı Ardahan ilinin Posof ilçesiyle Artvin ilinin Macehal bölgesinde yetiştirilmektedir.
Kafkas arıları uysal olmalarıyla ve sakin duruşlarıyla karakteristik bir yapı sergiler. Boyutları, şekilleri ve kıl yapılarıyla Karniyol (genellikle balkanlarda bulunan ve yetiştirilen bir arı türü) arılarını andırırlar. Çoğunlukla yavru verme verimleri yüksektir ve çok iyi yavru büyütme özelliğine sahiptirler.
Kafkas ekotipi ana arı, dış görünüş olarak diğer arılardan daha iridir. Gözlerden çıkan işçi arıların ağırlığı 70-80 mg arasındadır. En uzun dile sahip arı türüdür. Bu sayede derin tüplü çiçeklerden bile nektar toplarken hiç zorlanmazlar. Dolayısıyla bal üretimi fazladır. Dil uzunluğu 6.6 mm ile 7.25 mm arasındadır. Kıllarında gri renk oranı fazladır. Erkeklerde ise siyah renk baskındır. Kitinleri esmer renktedir. Geçit formları ilk abdomen(karın) çemberinde 2 kahverengi nokta bulunur.
Dağlık yöre Kafkaslarının bütün abdomen çemberleri siyahtır. Baş kısmında gözler, beslenme organları, antenler ve duyargalar bulunur. Kafkas ana arı, petek şeklinde bir çift bileşik ve üç adet basit bir göz yapısına sahiptir. Bu birleşik gözler işçi arıda 4000, erkek arıda 8000, ana arıda ise 3000 kadardır.
Başlarında iki adet duyarga bulunur. Bu duyargalar tat, koku ve dokunma hislerini sağlarlar. Buna ek olarak rüzgâr hızı ve hava sıcaklığını da algılayabilirler. Duyargalar o kadar hassastır ki polenin kokusunu 2 kilometre öteden tespit edebilirler.
Ağız yapıları emici ve yalayıcı yapıdadır. Diğer arı türleri gibi tırtıklı bir yapıya sahip değildir. Bu sebeple tarımsal ürünlere veya bitkilere zarar vermez. Kanatlar kitinleşmiş ve damarla desteklenmiş ince bir zardan meydana gelir. Göğüs kısmının son halkasında 2 adet bulunur. Uçuş esnasında ikisi aynı anda çalışır ve uçuşu yönlendirmeyi sağlar. Yine uçuş sırasında vücut pozisyonlarını değiştirmeden yönlerini değiştirebilir. Yukarı aşağı veya yanlara doğru hareket edebilirler. Aynı zamanda sabit bir noktada da kalabilirler.
Ana arının yumurtlama döneminde işçi arılar gözleri defalarca temizler. Ana arıda gelip kontrol eder. Titizdirler. Bir günde 1500’e kadar yumurta yumurtlayabilirler. Çok iyi bir yavru yetiştiricisidir. Güçlü koloni birliği kurarlar. Uysal ve sakin davranışlar sergilerler ve sokmazlar. Fakat herhangi bir tehlike anında kovanlarını iyi korurlar. Gözleri koyu bir renktedir. Uzun dilleri sayesinde yiyecek bulma konusunda ustadırlar. Bolca bal yaparlar ve bu balları yavru gözlerine yakın bir yere depolarlar.
Gömeçler üzerinde sessizdirler. Yiyecek kıtlığını iyi değerlendiren Kafkas ana arı, tutumludur ve yağmacılık özellikleri vardır. Kış aylarında depoladığı besinlerden iyi bir şekilde yararlanırlar. Soğuk ve karlı kış aylarına çok iyi adapte olan iki arı ırkından biridirler. Oğul verme oranları düşüktür. Propolis kullanımları fazladır. En verimli ve güçlü oldukları mevsim yaz mevsimidir.
Kafkas arı, yumurtlayacağı gözleri kontrol eder ve gözün içine yumurtalarını bırakır. Yumurtası genellikle 1.5 mm civarında, beyaz renkte ve sosis şeklindedir. Yumurta bırakıldıktan sonraki ilk gün çekirdek bölünerek çoğalmaya başlar. Üçüncü günde yumurtada embriyo oluşur. 5. Günde yumurta çatlar ve larva dönemi başlar.
Larva, gelişimi sırasında 5 defa değişime uğrar. Her değişimde üstündeki kabuğu atarak katman değiştirir. Bu dönemle larva, kolu ve bacağı olmayan basit bir canlı görünümünü alır ve işçi arıların verdiği besinleri yiyip içmekten başka hiçbir iş yapmaz. Küçük bir başı ve 13 segmentten oluşan bir gövdesi vardır. Bu gelişim evresinde daha göğüs ve karın bölgesi bile birbirinden ayrılmamıştır. Kafkas ana arı larvasının bu süreçte gözleri ve antenleri yoktur.
Çünkü bulunduğu gözler yiyecek ve besinle dolduğundan, larva da bu besinlerin üzerinde gezdiğinden hiçbir duyusal organa ihtiyaçları bulunmaz. İlk 3 gün işçi arılar bu dönemde larvaları arı sütü ile besler ve ara ara bu arı sütüne polen ve nektar katarlar. Gelişmekte olan bu larvalar işçi arılar tarafından bakımları dolayısıyla 10000 kez gibi çılgın bir sayı kadar ziyaret edilip kontrol edildiği bilinmektedir.
Aslında ana arı ve işçi arı arasında genetik açıdan pek bir fark yoktur. Tüm mesele beslenme şekillerinden kaynaklanmaktadır. Eğer larvalar gelişimleri esnasında sürekli olarak arı sütüyle beslenirse, bunlardan Kafkas ana arı oluşur. İlk 3 gün arı sütü, sonraki evrede arı sütü, nektar ve çiçek poleni karışımı, daha sonraki evrede ise yine polen ve nektar karışımıyla beslenirlerse işçi arı olurlar. Erkek arı larvaları boyutça daha büyük olması sebebiyle daha fazla besin tüketirler.
Bal arısı larvalarının yaptıkları tek şey beslenmek ve gelişmektir. Bu sebeple çok büyük mideleri vardır. Bu dönemde basit bir anatomik yapıları vardır. Ağızdan mideye giden küçük bir kanal bulunur. Bu kanal da tüple birleşir ve oradan da anüse bağlanır.
Fakat pupa dönemine girene dek boşaltım yapmazlar. Bunu da midelerinde bulunan tüplerde biriktirir. Pupa dönemine girdiklerinde bu dışkılar dışarı atılır. Bu sırada larvalar kozalarını örerek bir kılıf üretirler ve bu kılıfta değişim geçirmeye başlayarak pupa dönemine girerler.
Pupa döneminde kanatlar, antenler, ağız ve bacaklar oluşur; gözler de belirgin hale gelir. Göğüs segmentleri fark edilir hale gelir ve eşit büyüklükte olur. Karın bölgesi hala birbirinden ayrılmamıştır. Kafkas ana arı larvası, tüm bu süreçlerden sonra gelişimini tamamlama süresinde yetişkin bir arıya benzemeye başlar.
Bu arada karın ve göğüs bölgesi birbirinden ayrılır. Gelişimini tamamlayan pupa, vücudunu saran katikula tabakasını yırtarak erişkin hale gelir. Gelişme sürecinde olan işçi, ana ve erkek arı gözlerinin kapalı veya açık olma dönemindeki kalış süreleri de farklılık göstermektedir.
Kafkas ana arı, yumurtladıktan tam 9 gün sonra işçi arıların içinde bulunduğu petek gözler, diğer 12-18 günlük işçi arılar tarafından balmumu ile kapatılır ve kapak oluşturlar. Bu kapak dışa doğru bombeli ve kahverengi renk tonlarında olur. Bu petek gözlerinin kapanmasıyla beraber gözler içerisinde bulunan larvalar, başlarında bulunan salgı bezlerinden salgılanan ipeksi bir yapıdaki maddelerle kendine bir koza örer. Bu koza gelişimlerini tamamlamaları gereken bir yuvadır.
Bir gömlek gibi tüm vücutlarını sarar. Bu koza içerisinde tamamen hareketsiz bir biçimde durarak prepupa denilen bir evreye girerler. Bundan bir gün, yani 11. günün sonunda yavrular pupa evresine adımlarını atarlar.
Bal arılarında larvalar, fizyolojik ve morfolojik özellik açıdan yetişkin arılardan çok farklı bir görünüm sergilerler. Bu pupa evresi ise larva evresi ve erginlik evresi arasındaki bir geçiş dönemidir. Bu devrede arılar, antenlere, belirgin bir ağız yapısına, ayaklara ve kanatlara sahip olurlar ve pupa evresinde larva ergin bir arıya dönüşmüş olur.
Yirmi birinci günün sonunda da ağızları ile balmumu kapağını delerek gözden dışarı çıkarlar. Tüm bu evrenin sonucunda Kafkas ana arı larvası yetişkin bir erkek arıya dönüşür.